NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
4291
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ قَالَ
حَدَّثَنَا ح
و حَدَّثَنَا
ابْنُ
كَثِيرٍ قَالَ
أَخْبَرَنَا
شُعْبَةُ
قَالَ كَتَبَ
إِلَيَّ
مَنْصُورٌ
قَالَ ابْنُ
كَثِيرٍ فِي
حَدِيثِهِ
وَقَرَأْتُهُ
عَلَيْهِ
وَقُلْتُ
أَقُولُ
حَدَّثَنِي
مَنْصُورٌ
فَقَالَ
إِذَا
قَرَأْتَهُ
عَلَيَّ
فَقَدْ
حَدَّثْتُكَ
بِهِ ثُمَّ
اتَّفَقَا
عَنْ أَبِي
عُثْمَانَ
مَوْلَى
الْمُغِيرَةِ
بْنِ
شُعْبَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ قَالَ
سَمِعْتُ
أَبَا
الْقَاسِمِ
الصَّادِقَ
الْمَصْدُوقَ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
صَاحِبَ
هَذِهِ
الْحُجْرَةِ
يَقُولُ لَا
تُنْزَعُ
الرَّحْمَةُ
إِلَّا مِنْ
شَقِيٍّ
Ebû Hureyre'den (şöyle
dediği rivayet) edilmiştir
"Ben, Şu oda'nın
sahibi, doğru sözlü, doğruluğuna şahitlik edilmiş olan Ebu'l-Kasım'j şöyle
derken işittim:
"Merhamet ancak
şakî birisin(in kalbin) den kaldırılır."
İzah:
Tirmizî, Birr
Sâdık: işinde ve
sözünde doğru olan demektir ki; "Sözünde duran (tarafımızdan gönderilmiş)
bir Nebidir."[Meryem 54.] âyet-i kerimesinde de bu manada kullanılmıştır.
Masdûk ise işinde ve
sözünde doğruluğuna şahitlik edilen dernektir. Nitekim şu âyet-i kerimede yüce
Allah Hz. Nebi'in doğruluğuna şehâdet etmektedir: "O havadan konuşmaz,
O'(na inen Kur'an) kendisine vahyedilenden başka birşey değildir,"[Necm
3-4]
Allah'ın yaratıklarına
karşı duyulan merhamet hissinden yoksun olan kişiler, talihsiz kişilerden
başkaları değildir. Bir başka ifadeyle yaratıklara karşı merhamet duygusunu
kaybeden kimseler en bedbaht, en talihsiz kimselerdir. Başkalarına karşı
merhamet duygusunu kaybeden kimseler, çoğu zaman kendilerine karşı da
merhametsiz ve acımasızdırlar.
Esasen "Başkalarına
iyilik edersiniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz."[İsrâ 7] âyet-i
kerimesi mucibince başkalarına merhamet kapısını kapayan kimse başkalarından
gelecek olan merhamet kapılarını da kendine kapamış demektir. Bu durumun ise
ne büyük bir mahrumiyet ne korkunç bir talihsizlik olduğu ortadadır.
Hakiki müslümanm kalbi,
şefkat ve merhamet duygularıyla dopdolu-dur. Merhamet duygusundan yoksunluk,
facirlik ve kafirlik sıfatıdır, bedbahtlık alametidir. Böyle kimselerin
âkibeti dünyada yorgunluk, âhirette ise azab ve mahrumiyettir.